İçerik temel olarak dört online alana bağlıdır: Facebook, Twitter ve Tumblr gibi sosyal siteler; YouTube gibi video paylaşım sitelerinde yayınlanması; Instagram ve Flickr gibi görsel platformlarda dağıtılması ve blog ve internet ağları üzerinde oluşturulması yoluyla üretilir.
Sosyal alanda 900 milyondan fazla Facebook, 225 milyon Twitter ve 39 milyon Tumblr kullanıcısı vardır. Online video alanı, aylık 800 milyon ziyaretçisi olan YouTube’a bağlıdır. Her dakika YouTube’a 72 saatlik video yüklenmektedir. 2011’de YouTube 1 trilyon görüntülemeyi gördü. Aylık 65 milyon tekil ziyaretçiye sahip olan Vimeo’nun çok önündedir.
İnfografikte de görüldüğü gibi imajlar, Facebook kullanıcıları için bir hayli öneme sahiptir. Her saniye 3 bin fotoğraf siteye yüklenmektedir. Instagram’da her saniye 50 fotoğraf yüklenmekte ve Flickr’a 52 fotoğraf eklenmektedir.
Kopyalanan içerik bağlamında, internette 7.38 milyar sayfa kadar kopya içerik vardır. 123 milyon Amerikalı gazeteleri online olarak okuyor ve her gün WordPress’te 500 bin yeni blog iletisi ortaya çıkıyor.
Bu rakamlarla, içerik pazarlamacıların kullanıcının dikkatini çekmek için çok fazla rekabetle karşı karşıya kaldığı görülmektedir.
YouTube’da ziyaret edilen ve dikkat çeken bir marka sayfası oluşturularak rekabete direnilebilir. Facebook sayfalarında aynı şekilde paylaşılabilir ve tabii ki görsel içeren içerikler üretilebilir. İnternet sitelerinde mobil cihazlarda görüntülenmesi kolay ilginç içerikler yer almalıdır. Bloglar her zaman görsel içermelidir. Bu görseller tercihen Instagram ya da Flickr gibi popüler sitelerden alınmalıdır. Inc.com yazarı Jon Gelbrerg, pazarlamacıların özgüvene ihtiyaçları olduğunu ve hedef kitlelerinin ilgisini çekmek için ne yapmak zorunda olduklarını anlamaları gerektiğini söylüyor.
Jon Gelberg: “Eğer, tüketicilerin ya da müşterilerinizin, rakiplerinizin yerine neden sizi tercih etmeleri gerektiği ile ilgili kendinizi ikna edemiyorsanız, o zaman hedef kitlenizi nasıl ikna edeceksiniz?” Bununla birlikte internet ağında alçakgönüllü olmak için küçük bir yer bile olmadığını hissedersiniz. Potansiyel müşterilerinizin olduğu dünya en iyiyi arıyor ve bütün rakipleriniz bir tık uzağınızdadır. Sesinizi duyurmak zorundasınız.” diyor.