İşte oldu. Facebook zaman tüneli tüm ihtişamıyla markaların kullanımına sunuldu. Bu, özellikle büyük markaların vitrini görevini görebilecek harkulade bir fırsat.

Fazlası ile değişiklik var – yeni bir düzen ve sayısız estetik detay, markayı beğenen kullanıcılarla doğrudan mesajlaşabilme ve kronolojik sıraya göre marka geçmişini görebilme şansı sunuyor.

Zaman tünelinin Facebook sayfasındaki etkileşime sağladığı faydalar neler?

Yeni bir estetik – Zaman tünelinin tartışmasız en büyük değişimi gözle görülür olanı: tasarımı. Logo ve kapak resmi Facebook’taki tasarımsal değişimin temelini oluşturuyor. “Beğen” butonunun yeni pozisyonundan da anlaşılacağı gibi, logo ve kapak resmi markanın sayfada en güçlü pazarlandığı yer. Eğer yaratıcı bir şekilde kullanılabilirse, sayfayı ziyaret edenler kapak fotoğrafını daha havalı ve paylaşmaya değer bulabilirler. Bu paylaşım sayfa ziyaretini tetikler ki bu da bizi bir sonraki noktaya taşır…

Tekrarlanan ziyaretler – Kullanıcıların sayfaya tekrar tekrar girmeleri, onların markaya olan ilgilerinin pekişmiş olması anlamına gelir. Bu noktada, üretilen içeriğin zaman tüneli ile etkili bir şekilde ziyaretçiye sunulması büyük bir avantaj olacaktır.

Kullanıcıdan doğan içerik – İlginç noktalardan biri de, Zaman tünelinin kullanıcılar tarafından Facebook sayfasına atılan içeriklerin paylaşımı için harika bir platform sağlayabilme özelliği. Bu, kullanıcıya değer kazandırırken, reklam maliyetini düşürmeye yardımcı olacaktır.

Mesajlar – Sosyal medyada bire bir iletişim (doğru kullanıldığı takdirde) muhteşem bir dijital PR ve aynı zamanda değerli müşteri hizmetleri aracıdır. Mesajla etkileşim halinde olmanın ‘edge rank’la savaşta ne derece etkili olacağını şimdiden söylemek zor olsa da, her halükarda Facebook’un yeni tasarımıyla kullanıcının sayfa ile daha özel bir ortamda buluşmasını sağladığı ortada.

Artık kullanıcı dilediği markaya mesaj gönderebilecek, eleştirilerini ya da beğenilerini iletebilecek. Markalar ve müşterilerin Twitter’ı müşteri hizmetleri gibi kullanmasına alışığız fakat Facebook gibi nüfuzlu bir ağda bu etkileşim kendini iyiden iyiye hissettirecektir. Bu demek oluyor ki markalar müşteri hizmetleri departmanlarının enerjisinin önemli bir kısmını Facebook’a da aktarmak durumunda kalacaklar.

Zaman tünelinde öykü anlatımı – Zaman tüneli markalara kendi hikayelerini anlatabilmeleri için şahane bir fırsat sağlamış oldu. Bu ister bir ürünün lansmanının yapılması, ister marka farkındalığını arttırma eylemi olsun, Zaman tüneli bir öyküyü en yalın ve en açık şekilde anlatma yolu olabilir. Facebook kullanıcılarının takip ettikleri markaların sayfalarını her gün ziyaret etmediklerini ve geçmiş gönderileri okumaya meraklı olmadıklarını göz önünde bulundurursak, Zaman tüneli eski yeni tüm kullanıcılar için marka hikayesini görmekte büyük bir kolaylık sağlayacak.

Yeni bir olasılık ise, daha az ilgili olan bir içeriğin öykü içerisinde saklanmasının mümkün olması – Bu hikaye anlatımını teşvik eden diğer bir unsur.

Düzenli olarak içerik gönderme durumundan bakıldığında da oyunun kuralları değişmiyor. Uygun içerik kullanımı, anlatım dili ve aksiyon planı öncesinde olduğu gibi hala önemini koruyor.

 

Pelin İnce

pelin.ince@digitalfabrika.com